24 Şubat 2013 Pazar

Dudak Peeling'inizi Kendiniz Yapın

Yüzümüze peeling yapmaya bile son zamanlarda ısınmışken, dudakları es geçmemize şaşırmamalı. Fakat dudaklar da yüzümüzün bir parçası ve soğuktan, kirden onlar da etkileniyor. Üstelik oldukça hassas bir deriye sahip oldukları için düzenli olarak ölü deriyi atmak gerekiyor.

Öncelikle şu konuda uyarayım, yüzünüze uyguladığınız peeling ürünlerini dudaklarınıza uygulamaya kalkışmamalısınız. Tahmin ettiğinizden çok hasara yol açabilir, kaş yapayım derken göz çıkarıp dudaklarınızı çatlatabilirsiniz.




İhtiyacınız olan malzemeler:

-1 çay kaşığı toz şeker (tercihen esmer şeker)
-1 çay kaşığı bal
-1 çay kaşığı vazelin
-Birkaç damla Zeytinyağı
-Birkaç damla jojoba/kakao/portakal yağlarından istediğiniz biri
-Dilerseniz, favori lip balm'ınızdan bir miktar da katabilirsiniz.

Tüm malzemeleri tahta bir çubukla iyice karıştırıp, buzdolabında 1 saat katılaşmasını bekledikten sonra, kullanmadığınız bir diş fırçası yardımıyla dairesel ve nazik hareketlerle dudaklarınızı fırçalayın. (Yaptığınız karışımı 15 günden fazla muhafaza etmeyin, yapısı bozulabilir. 15 günde bir yenisini yapın.)

Şeker, dudakları ölü deriden arındırırken; yağlar, bal ve vazelin de nemlendirme görevini üstlenecektir. Sonra ılık suyla durulayın ve üzerine lip balm'ınızı uygulayın. Ve gelsin, dolgun, pürüzsüz, pespembe dudaklar!

Sağlık sayfam sağlıklı günler diler...

Nivea Visage Arındırıcı Peeling

Cilt bakımının en sevdiğim aşaması peeling! Kendimi yenilenmiş, arınmış hissediyorum ve çok hoşuma gidiyor. Lise çağlarımda hep nivea young serisini kullanırdım. Cilt bakımıyla tanışmam Nivea sayesindedir diyebilirim. Cildimi güzelce temizler, pudra vesaireye ihtiyacım bile olmadan aknesiz, pürüzsüz dolanırdım ortada. Ergenliğim sivilcesiz geçti benim. Ah şimdi de öyle olsa keşke:(




Gelelim ürüne. Oldukça şirin, küçük bir ambalajı var. Jel yapısında. tanecikleri ortalama büyüklükte ama biraz sert. Çok bastırmazsanız, çizmeden, zarar vermeden güzelce arındırıyor. Siyah noktaları silip atıyor, kir tüy pas bırakmıyor :) Cildi kurutmuyor ve germiyor.
Fakat hassas ciltlere pek önermiyorum. Fırça ile uygulamalarda tahriş edebilecek büyüklükte tanecikleri var. Ama benim gibi karmaysanız veya sorunsuz, normal bir cildiniz varsa şüphesiz işinizi görecektir. Şu an başka bir peeling jel kullandığım için ara verdim ama klasikleşmiş favorilerim arasında kendisi. 




Fiyatı da epey uygun. İnternetten, siyah nokta temizleyici bantlar da yanında hediye olmak üzere 13 liraya satın almıştım. 

Son olarak, akneli cildi olanların akneli kısımlara peeling yapıp enfeksiyonu tüm yüzlerine yaymamaları gerektiğini; peeling işleminin de haftada 2 seferi kesinlikle geçmemesi gerektiğini ekleyip yazımı sonlandırayım.

Sağlık sayfam sağlıklı günler diler...

Loreal Paris Attiva Hydrafresh Nemlendirici Günlük Bakım Kremi & Loreal Paris Triple Active Eyes Göz Çevresi Kremi

Merhabalar. Söz konusu karma bir cilt olunca uygun nemlendiriciyi bulmak oldukça zor oluyor. Yağlı alsan olmaz, su bazlı alsan kuru yerlerine faydası yok. Bu tip durumlarda en iyisi bölgesel olarak iki ayrı krem uygulamak. Ben de öyle yapıyorum. Loreal'in şimdi tanıtacağım nemlendiricisini, hafif bir yapıda olduğu için sadece T bölgeme uyguluyorum.



Ürünün çok hafif bir yapısı var. B, E ve C vitaminleri, ayrıca magnezyum gibi faydalı mineraller içeriyor. Nemlendirici sürdükten sonra elimdeki yapış yapış hissi sevmem, yıkarım hep ama bunda ona bile gerek kalmıyor. Bu kremi annem kullanmak üzere almıştı, fakat onun oldukça kuruya dönük normal cildinin nem ihtiyacını karşılayamayınca ben denemek istedim. Memnun da kaldım.
Kokusu da oldukça hoş. 





Hem karma hem de biraz hassas cildim olduğu için, pek çok nemlendiricide kızarıklık sorunu yaşarım ama bu cildimin yapısına tam anlamıyla uyum sağladığı için tekrar alınacaklar listeme girmeyi başardı. Aynı zamanda güzel bir makyaj bazı olarak da işlev görebiliyor. Gün içerisinde parlama yaşamak istemiyorsanız, makyajınızdan önce cildinizi bunun gibi su bazlı, hafif ürünlerle nemlendirmelisiniz.

Triple Actıve Eyes Göz Çevresi Kremi: Göz çevresi kremi hep yaşlanmayı hatırlatırdı bana. 25 yaşı geçmeden, kırışıklıklar boy göstermeden kullanmayı saçma bulur, bütün göz çevresi kremlerini Anti Aging özellikli zannederdim. Fakat göz çevresi oldukça ince bir deriye sahip ve nemlendirilmesi yaşa bağlı olmaksızın şart! Bunun yanında, su tüketmeyi pek sevmeyen biri olduğumdan göz altlarımda morluk sıkıntısı yaşıyorum. Kapatıcı kullanmak bir çözüm değil elbette, bu işi kökten halletmeye karar verdim. Satın aldığım mağazadaki görevli 20 yaşında olduğum için bana bu ürünü önerdi.





Yeri gelmişken göz altı morlukları için küçük bir tüyo vereyim; papatya çayının demlik poşetlerini soğutup 10 dakika göz altlarınızda bekletin. Düzenli olarak yaptığınızda 1 hafta içinde gözle görülür değişimi fark edeceksiniz.




Çay uygulamasından sonra göz altlarımı silip, parmaklarımla tampon yaparak kremi uyguluyorum. Yapış yapış bir his vermiyor, güzelce nemlendiriyor. Morluklara daha faydalı olması için, bir damla da üzüm çekirdeği yağı ekliyorum. Bu da ikinci tüyo olsun. :)

Göz çevresi kremleri genellikle küçücük, 15 ml'lik tüplerde satılır. Ama bu küçük bir kavanozda satılıyor ve fiyatı da 20 lira civarında. Yani diyeceğim o ki; kırışıklık sorununuz yoksa, benim yaşlarımdaysanız hem uygun fiyatlı hem de performansı çok iyi olan bir nemlendirici. Tavsiye ediyorum.

Sağlık Sayfam sağlıklı günler diler...

Bioderma Sensibio DS+ Yüz Temizleme Jeli ve Nemlendirici Krem

Merhabalar. Ürün tanıtım yazılarına yavaş yavaş ısınmaya başlarken, uzun zamandır kullandığım ve bitirdiğim 2 Bioderma ürününü tanıtmak istiyorum sizlere: Bioderma Sensibio DS+ Yüz Temizleme Jeli ve yine Sensibio DS+ serisinden nemlendirici krem.

Daha önce de belirttiğim gibi cilt bakım ürünlerini en az 2 ay kullanıp öyle tanıtmayı tercih ediyorum.

Şu an bulunduğum şehirde oldukça hava kirliliği ve kömürden dolayı is olduğu için cildim çabuk kirleniyor. Karma-yağlı bir cilde sahip olduğum için sebium serisini kullanıyorum.

Fakat tatillerde İstanbul'a gittiğimde oranın nemi ve egzoz dumanları allerjen cildimi oldukça irrite ediyor. Oldukça memnun kaldım, yine alır mıyım bilmiyorum. Buna ilk İstanbul seyahatimde karar vereceğim. :)



Bioderma Sensibio DS+ Foaming Gel: Bu yüz temizleme jelini, Bioderma Sensibio H2O solüsyonla makyajımı temizledikten sonra, elime fındık büyüklüğünde alarak yüz fırçamla uyguladım.

(Minik bir ipucu: Yüzünüzü ellerinizle değil de yumuşak kıllı yüz temizleme fırçalarıyla nazikçe temizlerseniz daha iyi sonuç alırsınız. Watsons'larda 5-6 liraya satılıyor.)

Makyaj kalıntısı bırakmadan gayet güzel temizliyor. İpek gibi yapıyor yüzünüzü. Hassas cilde sahip olanlara önerim, duruladıktan sonra havluyla bastıra bastıra değil, mutfak havlusuyla nazikçe suyu emdirmeleri.

Bu arada inanamayacaksınız ama, tıraş köpüğü olarak bile kullanılabiliyormuş. Babam göz dikerse yandık! :

200 ml'lik bir tüpte satılıyor. Ben satın aldığımda 45 lira civarıydı. Hatta yanında da küçük bir sensibio h2O hediyesi vardı sanırım. Zaten Bioderma en çok 1+1, üçlü set vs. kampanyaları yapan dermokozmetik firması kanımca. Müşteriyi nasıl elde tutacaklarını biliyorlar. Oldukça başarılılar bu konuda.

Ayrıca bir de Biobonus uygulaması var. Aldığınız ürünlerden 2 puan kazanıp toplamda 10 puan toplayınca istediğiniz 1 adet ürünü hediye ediyorlar. Aldıkça kazanıyorsunuz bir nevi.


Bioderma Sensibio DS+ Cream: Bu da hassaslıktan öldüğüm zamanlardaki favori nemlendiricim. Bioderma'nın tek atladığı nokta; tonik üretmemesi sanırım. Ben temizledikten sonra Vichy'nin toniğini geçip üzerine bu kremi sürüyorum. Özellikle kış aylarında hala vazgeçilmezim. Açık alan sporlarını seven biri olarak, koşmaya giderken cildimi temizleyip üzerine ince bir tabaka uyguladıktan sonra ne bir gerilme hissi, ne bir kızarıklık. Kaymak gibi geri dönüyorum eve. 40 ml'lik tüpün fiyatı 40 lira civarıydı sanırım. (Alalı 1 yıldan fazla olduğu için fiyatı net olarak söyleyemiyorum kusuruma bakmayın.) Bioderma kremlerinin tek kötü yanı gramajının biraz az olması:( Yani Arap yağı bol bulmuş durumuna girmeden, azar azar alıp yedirmek gerekiyor.

Sonuç olarak iki üründen de oldukça memnun kaldım. Özellikle kış aylarında irrite olan, hassas ciltlere rahatlıkla önerebilirim.

Sağlık Sayfam sağlıklı, mutlu günler, tertemiz ciltler diler...

16 Şubat 2013 Cumartesi

Cilt Bakımında Kullanılan Bitkisel Yağlar-2


Sarı kantaron yağı: Yaraların, yanıkların tedavisinde haricen kullanımda oldukça etkili bir yağdır. Karın ağrılarında, karın bölgesine masajla uygulanarak ağrıyı hafifletmeye yardımcı olur. Pişiklere çok iyi gelir. Ayrıca cilt temizliğinde de kullanılabilir.
90
Hindistan cevizi yağı: Saç bakımının vazgeçilmezlerinden olan bu yağ, kuruluk ve kepek sorunu yaşayanlarda saç derisine uygulanarak kullanılabilir. Saç köklerini güçlendirir, saçlara parlaklık verir, kırıkları azaltır ve saçı güçlendirir.
Portakal Yağı: Portakal deyince aklınıza eminim ilk gelen şey selülitler olmuştur. Portakal yağıyla selülitli bölgelere yapılan masaj, portakal kabuğu görünümünün giderilmesine yardımcı olur. Kuru ve hassas ciltler için iyi bir nemlendiricidir. Sivilce ve akneler için de kullanılabilir. Cildi sıkılaştırır, canlı bir görünüm kazandırır.
Kakao yağı: Bilmeyen yoktur, kakao yağı cilde mükemmel bir kalıcı bronzluk kazandırır. Ayrıca hamilelik sırasında oluşan çatlaklarla savaşır. Dudak çatlakları için de kullanılabilir. İçerdiği E vitamini ile cildi nemlendirir, cilt bozukluklarının, pütürlü görünümün giderilmesine yardımcı olur.
Çörek otu yağı: Hassas ciltler için iyi bir nemlendiricidir. Kuruluk ve kepek sorunu olan saç diplerini güzelce nemlendirir, yağ dengesini düzenler. Uzun süreli kullanımda, beyazlamış saçların kendi renginde çıkmasına yardımcıdır. Kuru ve egzamalı ciltlere çok faydalıdır.

Sağlık Sayfam mutlu, huzurlu günler diler...

8 Şubat 2013 Cuma

Cilt Bakımında Kullanılan Bitkisel Yağlar-1


Cildimiz demek, bizi yansıtan aynamız demek. Cildimize en ufak bir özen göstermeye kalksak, ”aman bu parabenlidir, aman şu allerjeniktir” diyerek pahalı ürünlere gidiyor ellerimiz. Plastik şemsiye değil ki bu 5 liraya işportadan alasın! Endüstri ürünlerine paraları dökerken, aktarlarda ”al beni sür beni” diye hazır ve nazır bekleyen bitkisel yağların kıymetini bilmiyoruz. Halbuki fiyat/performans açısından milyarlık kremlere tur bindirebiliyor bazıları.
Sayamayacağım kadar yağın, tahmin edemeyeceğim kadar işlevi varken; bu yazıyı seri haline getirelim, şimdilik bir kısmını inceleyelim dedim. Buyrun!
53ce8zeytin-zeytinyagiZeytinyağı: Bitkisel yağ denince akla ilk gelen belki de. Ege’de yaşayan büyük büyük teyzelerimizin yüzleri nasıl kaymak gibi diye düşünürken, sadece zeytinyağı sürdüklerini öğrenince şoka girmiştim. Zeytinyağı, A ve E vitaminleri açısından oldukça zengindir. Cildi güzelce nemlendirir ve besler, yumuşacık yapar. Aynı zamanda saç için de friksiyon yapıp durulamak suretiyle kullanılabilir.
Avokado Yağı: A, B, D, E vitaminleri içerir. Nemlendirici ve besleyicidir. Kuru ciltler için biçilmiş kaftandır. Asıl cezbedici özelliği ise; masajla uygulandığında sellüliti azaltmaya yardımcı olur! Cildi sıkılaştırır. Bye bye portakal kabuğu!
Kayısı Çekirdeği Yağı: Bol miktarda A vitamini içerir. Her türlü cildin temizliğinde kullanılabilir. Aknelerle savaşta mükemmel bir silahtır. Ayrıca göz çevresi ve kaz ayağı kırışıkları için de kullanılabilir.
jojoba-yagi
Jojoba Yağı: A vitamininden zengindir. Oldukça kolay emilir. Cilt döküntülerinde, tıraş sonrası tahriş olmuş ciltte kullanılabilir. Özellikle atopik ciltler için biçilmiş kaftandır. Göz çevresi kırışıklıklarının giderilmesinde de kullanılabilir. Yapısı, cildimizin salgıladığı sebuma oldukça benzediğinden; akne eğilimli ciltlerde kullanımı cildin yeterince yağ salgıladığı mesajını vererek sebum üretimini dengeler.
Isırgan Tohumu Yağı: Kurumuş, kepeklenmiş saçlarınız var ve şampuanlara para dökmekten helak olmuşsanız bu yağ sizin kurtarıcınız olabilir. Saç diplerine friksiyonla uygulanabilen bu yağ, saç derisini besler, kepek oluşumunu büyük ölçüde azaltır. Ayrıca bölgesel ağrılarda masaj yapmak suretiyle de kullanılabilir.

Sağlık sayfam ışıl ışıl parlayan, mükemmel bir görünüm diler...

7 Şubat 2013 Perşembe

Yves Rocher Kayısılı Peeling


Ürün yorumlamayı pek sevmediğimi söylemişimdir. Çünkü bir ürünü objektif biçimde yorumlamam için bana göre en az 2 ay kullanmam lazım. E elde avuçta bir sürü sample ve farklı markaların ürünleri olunca tek bir ürüne 2 ay takılmak zor oluyor. İnsan sıkılıyor.

Bu peelingi ilk çıktığından beri kullanıyorum. Peeling yapmayı çok seviyorum. Sanki deri değiştiriyormuşum hissi veriyor. Sonrasında ise cilt kaymak gibi oluyor. Hele ki yeni peeling yapılmış cilde yapılan makyaj diye bir şey var ki! Tadından yenmez.



Bir sürü peeling denedim şimdiye kadar. En son kullandığım, markasını vermeyeyim, sanki suratımı bulaşık teliyle kazımışlar gibi çizdi, mahvetti. Küçük granüllü, nazikçe arındıran, öyle kildi çamurdu garip şeyler içermeyen, mis kokulu bir ürün arıyorken Yves Rocher'ninki ile tanıştım. Hatta geçenlerde 5 tane alıp stokladım. Sevdiğim şeyler söz konusu olunca sapıtıyorum evet.

Üründen bahsedelim biraz; kapağını ilk açtığımda o meyve suyumsu mis gibi kayısı kokusu burnuma geliyor. Cennete gidip geliyorum diyebilirim kendi adıma. Oldukça ufak kayısı çekirdeği granülleri içeriyor. Bir fırça yardımıyla, ıslak cilde nazik hareketlerle uyguluyorum. Derinlemesine temizliyor, kir pas bırakmıyor adeta :) Uygulamadan sonra ise kösele gibi bir cilde değil, arınmış ve nemlenmiş bir cilde kavuşuyorum. Fakat dikkat edilmesi gereken bir nokta var ki; sivilce olan yerlere uygulamamak gerekiyor, sivilcelerin daha da yayılmasına sebebiyet verebilir.




Çok aşırı köpürmediğinden temizlenmesi de oldukça kolay.

Her peeling gibi bunu da haftada 1-2 kere uygulamak tavsiye ediliyor. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, fazla peeling yapmak cildinize zarar verir, kurumasına sebep olur.


50 ml'lik bir tüpte satılıyor. İlk bakışta az gibi görünebilir ama her uygulamada fındık büyüklüğünde miktar yetiyor. Ben bir tüpü ortalama 3-4 ay civarı kullanıyorum.
İndirimsiz satış fiyatı da 16 lira civarı. Fakat internet sitesinde ve indirim dönemlerinde daha uygun fiyata temin edebilirsiniz.






Ürünü ayrıntılı incelemek istiyorsanız Yves Rocher internet sitesine uğrayabilirsiniz.
 Sağlık Sayfam sağlıklı günler diler!